Doğumu ve ailesi
V. Murat (Mehmed Murad) 22 Eylül 1840 tarihinde İstanbul’da doğduislamansiklopedisi.org.tr. Babası Sultan Abdülmecid, annesi ise Şevkefza Kadınefendi’dirislamansiklopedisi.org.tr. Osmanlı hanedanının 33. padişahı olan V. Murat, çocukluğunu Dolmabahçe Sarayı ve çevresinde geçirdi. Ailesi içinde özellikle babası Sultan Abdülmecid’in reformcu çizgisinden etkilendi.
Eğitimi ve kişisel özellikleri
Şehzade Murad iyi bir eğitim aldı; dönemin en iyi hocalarından Türkçe, Arapça, Fransızca, tarih ve fen dersleri gördü, iki İtalyan hocadan piyano ve batı müziği eğitimi aldıislamansiklopedisi.org.tr. Genç yaşta Batı kültürüne ilgi duymaya başladı ve alafranga (Avrupai) bir yaşam tarzı benimsedi. 1861’de amcası Sultan Abdülaziz tahta çıkınca, Murad veliaht ilan edildi ve saray protokolünde önemli bir konuma geldiislamansiklopedisi.org.tr. Veliahtlığı döneminde amcasının 1863 Mısır seyahati ile 1867 Avrupa gezisine katılarak yurtdışında deneyim kazandıislamansiklopedisi.org.tr. Vaktinin büyük kısmını, Sultan Abdülaziz’in kendisine tahsis ettiği Kadıköy Kurbağalıdere’deki köşkte geçiriyor; burada dönemin ileri gelen aydınlarıyla bir araya geliyorduislamansiklopedisi.org.tr. Yeni Osmanlılar adıyla bilinen meşrutiyet yanlısı aydınlar (Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa gibi) ile sık sık buluşarak hürriyet, demokrasi ve meşrutiyet üzerine fikir alışverişi yapıyorduislamansiklopedisi.org.tr. Hatta Ziya Paşa ve özel doktoru Kapoleon Efendi aracılığıyla, Sultan Abdülaziz’in yönetiminden hoşnutsuz olan devlet adamı Midhat Paşa ile haberleşmeye başlamıştıislamansiklopedisi.org.tr. Bu entelektüel etkileşimler, Murad’ın ileride anayasal yönetime sıcak bakmasında etkili oldu.
V. Murat yumuşak huylu, nazik bir mizaca sahiptiislamansiklopedisi.org.tr. Sanata düşkünlüğüyle tanınır; özellikle resim ve müzikle ilgilenir, piyano çalar ve besteler yapardıislamansiklopedisi.org.tr. Mimarî eserlere merakı olduğu da belirtilmiştirislamansiklopedisi.org.tr. Batı yaşam tarzını benimseyen Murad, 1872 yılında bir Mason locasına üye olarak kabul edildiislamansiklopedisi.org.tr. Ancak kardeşleri, onun bu denli Batı’ya meyilli tavırlarını ve Masonluğa girmesini hoş karşılamamıştırislamansiklopedisi.org.tr. Kaynaklara göre en büyük zaafı aşırı içki düşkünlüğü ve müsrifliği idiislamansiklopedisi.org.tr. Tüm bu kişisel özellikleri, onun hem halk hem de aydın zümre nezdinde farklı bir şehzade profili çizmesini sağlamıştır.
Tahta çıkışı
V. Murat, amcası Sultan Abdülaziz’in bir darbe sonucunda tahttan indirilmesinin ardından 30 Mayıs 1876’da Osmanlı tahtına çıktı. Bu olay, Osmanlı tarihinde eşi görülmemiş derecede hızlı ve gergin bir iktidar değişimiydi. Darbenin liderliğini üstlenen Mütercim Rüştü Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Midhat Paşa ve Şeyhülislâm Hayrullah Efendi’den oluşan “erkân-ı erbaa” (dört erkân) adlı grup, Abdülaziz’i hal‘ etmeye (tahttan indirmeye) karar vererek veliaht Murad Efendi’yi Sultan ilan ettiislamansiklopedisi.org.tr. 30 Mayıs sabahı Dolmabahçe Sarayı kara ve denizden kuşatıldı; saraydaki telefon hatları kesildi ve Sultan Abdülaziz’e hal’ fetvası tebliğ edildiislamansiklopedisi.org.trislamansiklopedisi.org.tr. Fetvada Abdülaziz’in aklî dengesini yitirdiği ve devlet işlerini yürütemez hale geldiği belirtiliyorduislamansiklopedisi.org.tr. Ardından Murad Efendi, korumalar eşliğinde saraydan çıkarılarak Beyazıt’taki Serasker Kapısı’na götürüldü; burada hazır bulunan sadrazam, şeyhülislâm ve yüksek devlet erkânı kendisine biat ettilerislamansiklopedisi.org.tr. Resmî bildiride Sultan Abdülaziz’in “ittifak-ı umûmî” (genel mutabakat) ile indirildiği söylense de gerçekte birkaç kişinin planladığı bir darbeyle gerçekleşmiştiislamansiklopedisi.org.tr.
Tahta çıkış merasimi de olağandışı şartlar altında yapıldı. Topkapı Sarayı’ndaki geleneksel altın taht, darbe koşulları sebebiyle getirilemediğinden, yeni padişah V. Murat için Dolmabahçe Sarayı’nda yaldızlı bir koltuk üzerine oturtularak biat töreni icra edildiislamansiklopedisi.org.tr. Top atışlarıyla V. Murat’ın cülûsu (tahta çıkışı) halka ilan edildi. Biat merasiminde devlet erkânı padişahı selamlayarak bağlılıklarını sundular. Bu esnada Dolmabahçe Sarayı’nda Abdülaziz ve maiyetine ait değerli eşyalara bazı çevrelerce el konulmuş, hatta bir kısmı V. Murat’ın yüklü şahsi borçlarını ödemek üzere kullanılmıştırislamansiklopedisi.org.tr. V. Murat böylece Osmanlı tahtına geçmiş oldu ve Sultan V. Murad unvanıyla saltanatını başlattı.
Kısa süren saltanatı (1876)
V. Murat’ın padişahlık dönemi yalnızca 93 gün sürdü ve Osmanlı tarihinde en kısa saltanat süren hükümdar olarak kayıtlara geçtiislamansiklopedisi.org.trislamansiklopedisi.org.tr. Saltanatının ilk günlerinde, tahta çıkmasını sağlayan ekibi memnun etmek ve yönetimi düzene sokmak üzere bazı adımlar attı. Kendisine yıllardır danışmanlık yapan Ziya Paşa’yı başkâtip (özel sekreter) tayin etti; ayrıca Sultan Abdülaziz döneminde sürgüne gönderilmiş olan Namık Kemal ve arkadaşlarının affedilerek İstanbul’a dönmesini istediislamansiklopedisi.org.tr. Ancak bu isteği yerine getirilmediislamansiklopedisi.org.tr. Kendisini iktidara taşıyan dört paşa kısa sürede fikir ayrılıklarına düştüler. Özgürlükçü meşrutiyet yönetimini içtenlikle savunan tek kişi Midhat Paşa iken diğerleri eski mutlakiyetçi düzenin devamından yanaydıislamansiklopedisi.org.tr. Nitekim cülûsunun üçüncü günü yayımlanan Hatt-ı Hümâyun’da (padişah bildirisi) meşrutiyet vaadi sadece birkaç süslü sözle geçiştirildi, somut bir adım atılmadıislamansiklopedisi.org.tr. Öte yandan Serasker (Harbiye Nazırı) Hüseyin Avni Paşa, hükümette tam bir diktatör gibi davranmaya başlamış; saraya giriş çıkışları kontrol altına alarak padişahla görüşmek isteyenlerin önce kendi iznini almasını şart koşmuştuislamansiklopedisi.org.tr. Kısa bir süre sonra Ziya Paşa görevinden alındı ve yerine Sadullah Paşa başkâtip olarak atandıislamansiklopedisi.org.tr. Bu gelişmeler, V. Murat’ın beklediği reformların hayata geçirilemediğini gösteriyordu.
V. Murat’ın saltanatı, tahta çıkışından hemen sonra patlak veren çalkantılı hadiseler nedeniyle tam anlamıyla icra edilemedi. Cülûsundan birkaç gün sonra, 4 Haziran 1876’da hal‘edilen Sultan Abdülaziz, İstanbul’daki Feriye Sarayı’nda bilekleri kesilmiş halde ölü bulunduislamansiklopedisi.org.tr. Amcasının bu esrarengiz ölümü Murat’ı derinden sarstı. Henüz bu olayın şoku atlatılamadan, 15 Haziran 1876 gecesi Sultan Abdülaziz’in kayınbiraderi (Prens) Çerkeszade Hasan Bey, Midhat Paşa’nın konutunda toplanan Meclis-i Vükelâ (Bakanlar Kurulu) toplantısını basarak darbenin önde gelen isimlerinden Hüseyin Avni Paşa’yı ve Hariciye Nazırı Raşid Paşa’yı tabancayla öldürdüislamansiklopedisi.org.trdailysabah.com. Bu baskında aralarında bir asker de olmak üzere birkaç kişi daha hayatını kaybetti; Hasan Bey ise yakalanarak idam edildidailysabah.com. Peş peşe gelen bu vahim olaylar, zaten hassas bir mizacı olduğu bilinen V. Murat’ın sinirlerini iyice yıprattıislamansiklopedisi.org.tr. Tahta çıkışının ilk günlerinden itibaren ruhsal dengesindeki bozulma belirtileri belirginleşmeye başladı. Cülûs günü yaşanan heyecan ve gerginlik sebebiyle Murat’ın zihnen çökmüş bir halde olduğu, devlet erkânının katıldığı biat töreninde sergilediği anormal davranışlardan anlaşılmıştıislamansiklopedisi.org.tr. Aynı şekilde, padişah olduktan sonra katıldığı ilk Cuma selamlığında (Ayasofya Camii’ndeki Cuma namazı alayı) V. Murat’ın bilinç bulanıklığı yaşadığı çevresindekilerce fark edilmiştiislamansiklopedisi.org.tr. Tüm bu sebeplerle hükümet ileri gelenleri, Sultan Murat’ın sağlık durumundan endişe etmeye başladı ve devlet işleri fiilen sadrazam ve paşalar tarafından yürütülür hale geldi.
Tahttan indirilme süreci ve gerekçeleri (akli durumu vs.)
V. Murat’ın yaşadığı ağır sinir buhranları, saltanatının devamını imkânsız hale getirdi. Amcası Abdülaziz’in ölümüyle sarsılan Sultan Murat, bir süre istirahat etmesi için Yıldız Sarayı’na götürüldü; ancak burada ciddi bir kriz (cinnet nöbeti) geçirerek kendini sarayın havuzuna atmaya kalkıştıislamansiklopedisi.org.tr. Bunun üzerine tekrar Dolmabahçe Sarayı’na nakledildi. Ne var ki ikinci defa halkın karşısına çıktığı Cuma selamlığında (Ayasofya Camii’nde) sergilediği tavırlar, aklî dengesinin tamamen bozulduğunu açıkça ortaya koyduislamansiklopedisi.org.tr. Artık gerçeklik algısını büyük ölçüde yitiren Sultan, Dolmabahçe Sarayı’nda adeta tecrit edildi; ziyaretçi kabul edilmedi ve geleneksel Eyüp’te kılıç kuşanma töreni bile gerçekleştirilemediislamansiklopedisi.org.tr. Yabancı devlet elçileri de güven mektuplarını kendisine sunamadılarislamansiklopedisi.org.tr. Hükümet, padişahın rahatsızlığını halktan gizlemek amacıyla “Sultan Murad’ın yüzünde ve sırtında çıkan çıbanlar nedeniyle merasimlerin ertelendiği” yönünde söylentiler yaymaya çalıştıislamansiklopedisi.org.tr. Ancak saray kaynaklarından sızan haberler sayesinde durum herkesçe biliniyordu. Üstelik Sadrazam Mütercim Rüşdü Paşa’nın fiilen “saltanat naibi” gibi davranarak devleti padişahsız yönetmeye başlaması kamuoyunda tepki topluyor, ulema (din âlimleri) ise “padişah aklen malul iken ülkede Cuma namazı kılınamayacağı” yönünde fetvalar dillendiriyorduislamansiklopedisi.org.tr. Bu gelişmeler karşısında hükümet, V. Murat’ı yeniden Cuma selamlığına çıkarma kararı aldı. Ancak padişah camiye arabayla götürülürken huzurunda teamüle aykırı biçimde iki mabeyinci oturtuluyor, Sultan ise kendisini bir köşeye çekilerek adeta saklamaya çalışıyorduislamansiklopedisi.org.tr. Yine de bu çözüm uzun sürmedi: Bir Cuma selamlığı dönüşü, Sultan Murat elbiselerini çıkarmadan yatağa girdi ve sabah olduğunda odasının camlarını kırarak intihara teşebbüs ettiislamansiklopedisi.org.tr. Bunun üzerine yerli ve yabancı doktorlardan oluşan bir sağlık heyeti tarafından muayene edildi. Doktorların raporunda, padişahın “iyileşme ihtimalinin son derece düşük olduğu” bildirildiislamansiklopedisi.org.tr.
Bu rapor, V. Murat’ın tahttan indirilmesi sürecini resmen başlattı. İngiliz elçisinin tavsiyesiyle Viyana’dan ünlü bir psikiyatrist olan Dr. Leidesdorf İstanbul’a davet edilerek Sultan Murat’ı muayene etmesi sağlandı; ne var ki Leidesdorf da aynı şekilde olumsuz görüş bildirince padişahın hal‘i (azli) gündeme geldiislamansiklopedisi.org.tr. Artık hem Osmanlı devlet adamları hem de yabancı çevreler Sultan Murat’ın görevini sürdüremeyeceği kanaatine varmışlardı. Darbenin mimarı Midhat Paşa, veliaht Şehzade Abdülhamid Efendi ile gizlice görüşerek hazırlıklara başladıislamansiklopedisi.org.tr. 30 Ağustos 1876’da toplanan Meclis-i Vükelâ (bakanlar kurulu), V. Murad’ın tahttan indirilmesine ve yerine veliaht Abdülhamid Efendi’nin padişah ilan edilmesine karar verdiislamansiklopedisi.org.tr. Ertesi sabah (31 Ağustos 1876) sarayda devlet erkânının huzurunda Şeyhülislâm tarafından hal‘ fetvası okundu. Fetvada Sultan V. Murad’ın “dâimî bir cinnet hali içinde bulunduğu ve görevini ifa edemediği” açıkça ifade ediliyorduislamansiklopedisi.org.tr. Bu fetva ile V. Murat resmen tahttan indirilmiş oldu. Kardeşi Şehzade Abdülhamid, II. Abdülhamid unvanıyla Osmanlı tahtına geçirildiislamansiklopedisi.org.tr. Böylece V. Murat’ın 93 gün süren saltanatı sona erdi.
Abdülhamid’in tahta geçişi
V. Murat’ın azledilmesinin hemen ardından, 31 Ağustos 1876 günü kardeşi Şehzade Abdülhamid Efendi tahta çıkarıldıislamansiklopedisi.org.tr. II. Abdülhamid böylece Osmanlı Devleti’nin yeni padişahı olarak cülûs etti ve saltanatı resmen başladı. Bu iktidar değişikliği, devlet erkânının ve halkın huzurunda okunan fetva ile meşrulaştırılmıştı. II. Abdülhamid, tahta geçişinin ilk icraatlarından biri olarak bir anayasa ilân etme sözü vermiş ve Aralık 1876’da Osmanlı Devleti’nin ilk anayasası olan Kanûn-ı Esâsî’yi yürürlüğe koymuştur. Abdülhamid’in 33 yıl sürecek istibdat ve reformlarla dolu uzun saltanatı, ağabeyi V. Murat’ın kısa süren hükümranlığının ardından başlamış oldu.
V. Murat’ın Çırağan Sarayı’ndaki yaşamı
Tahttan indirildikten sonra V. Murat’a, İstanbul’da Boğaziçi kıyısındaki Çırağan Sarayı’nda ikamet etme izni verildi. Eski padişah burada sıkı gözetim altında tutulmaya başlandı. Sultan Murat’ın tedavisi için devrin tüm imkanları seferber edilmiş, birçok hekim ve uzman tarafından ruh sağlığını düzeltmek amacıyla girişimlerde bulunulmuştur; ancak bu çabalar netice vermediislamansiklopedisi.org.tr. Öte yandan özellikle Mason çevreleri başta olmak üzere, Sultan Murat’ı destekleyen bazı gruplar onun gerçekte sağlıklı olduğu ve haksız yere tahttan indirildiği yönünde propaganda yapmaya başladılarislamansiklopedisi.org.tr. Bu durum karşısında II. Abdülhamid, gerek yerli gerekse yabancı doktorlardan oluşan bir sağlık kurulunu tekrar Çırağan Sarayı’na göndererek Murat’ın sağlık durumunu yeniden kontrol ettirdi. Heyetin hazırladığı rapor, eski padişahın rahatsızlığının devam ettiğini ve tedavi imkânının bulunmadığını bir kez daha teyit ediyorduislamansiklopedisi.org.tr.
Tüm tedbir ve gözetimlere rağmen, V. Murat’ı kurtarmak veya yeniden tahta çıkarmak amacıyla taraftarlarınca birkaç cüretkâr girişimde bulunuldu. İlk teşebbüs, tahttan indirilmesinden sadece üç ay sonra gerçekleşti: Kasım 1876’da ikisi Türk, ikisi yabancı dört kişilik bir grup kadın kıyafetine girerek Çırağan Sarayı’na sızmaya ve Sultan Murat’ı Avrupa’ya kaçırmaya çalıştı; ancak bu komplo güvenlik güçlerince açığa çıkarılarak failler yakalandıislamansiklopedisi.org.tr. Ardından Cleanti Scalieri ve Aziz Bey isimli şahısların önderliğinde bir mason komitesi kuruldu. Bu grup, Sultan Murat’ı saraydan kaçırıp bir camide biat töreni düzenleyerek yeniden padişah ilan etmeyi planlıyordu. Fakat komite üyelerinden birinin ihbarı üzerine harekete geçilmeden yakalandılar (15 Nisan 1877)islamansiklopedisi.org.tr. Üçüncü ve en ünlü girişim ise Ali Suavi tarafından tertiplendi. 20 Mayıs 1878’de gazeteci Ali Suavi bir grup destekçisiyle birlikte Çırağan Sarayı’nı basarak V. Murat’ı tekrar tahta çıkarmak istedi. Tarihe “Çırağan Vak’ası” olarak geçen bu hadise, Ali Suavi’nin saray muhafızları tarafından vurularak öldürülmesiyle sonuçlandı ve darbe girişimi başarısızlığa uğradıislamansiklopedisi.org.tr.
Bu kaçırma ve darbe teşebbüsleri, Sultan II. Abdülhamid’i fazlasıyla tedirgin etti. Abdülhamid, Ali Suavi vakasından sonra V. Murat’ın güvenliğini daha da sıkılaştırdı ve Çırağan Sarayı çevresindeki koruma tedbirlerini artırdıislamansiklopedisi.org.tr. V. Murat, ömrünün geri kalanını Çırağan Sarayı’nda adeta bir mahpus (tutuklu) gibi geçirdi. Toplam 28 yıl boyunca saraydan dışarı adım atmasına müsaade edilmedi, dış dünya ile ilişkisi neredeyse tamamen kesildiislamansiklopedisi.org.tr. Bu süre zarfında müzikle, kitaplarla ve resimle meşgul olarak sakin bir hayat sürdüğü; ancak zaman zaman eski sağlığını kısmen toparladığı dönemler olsa bile asla tam anlamıyla iyileşemediği bilinmektedir. Uzun esaret yılları boyunca devlet idaresinden tamamen uzak kalan V. Murat, siyasi gelişmeleri sadece kendisine aktarılabildiği kadarıyla takip edebildi.
Ölümü ve ardından gelen gelişmeler
V. Murat, Çırağan Sarayı’ndaki uzun hapis hayatının sonunda, 29 Ağustos 1904 tarihinde şeker hastalığı (diyabet) sebebiyle vefat ettiislamansiklopedisi.org.tr. Vefat ettiğinde 63 yaşında olan eski padişah için büyük bir cenaze merasimi düzenlenmedi; cenazesi sade bir törenle kaldırıldı. Naaşı, İstanbul’daki Yeni Camii’nin Cedid Havatin Türbesi’ne annesi Şevkefza Kadınefendi’nin yanına defnedildiislamansiklopedisi.org.tr. V. Murat’ın ölümüyle birlikte, yıllardır olası bir restorasyon ümidi taşıyan az sayıdaki taraftarının umutları da son buldu.
Resmî tarihe göre V. Murat, Osmanlı tarihinin en kısa süre tahtta kalan padişahı olarak tarihe geçmiştirislamansiklopedisi.org.tr. Doksan üç günlük saltanatı boyunca devlet işlerini aklî melekelerindeki sorun nedeniyle gereğince yürütememiş olsa da, şahsen halka ve yakın çevresine karşı yumuşak huylu ve iyi niyetli bir hükümdar portresi çizmiştirislamansiklopedisi.org.tr. Sanata ve özellikle musikiye olan ilgisi nedeniyle, Çırağan’daki yıllarında besteler yapmış, resim çalışmalarıyla uğraşmıştırislamansiklopedisi.org.tr. Aynı zamanda Osmanlı mimarisine merakı bulunan V. Murat, geride bu alanlara dair bazı küçük eserler bırakmıştırislamansiklopedisi.org.tr. Onun talihsiz saltanatı, Osmanlı monarşisinin bir krizi olarak resmî tarih kitaplarında yer alırken; şahsi hikâyesi, akıl sağlığının devlet yönetiminde oynadığı kritik rolün en çarpıcı örneklerinden biri olarak anılmaktadır.
Kaynaklar: Osmanlı arşiv vesikaları, dönemin resmî raporları ve akademik tarih kitapları temel alınarak hazırlanmıştır. Özellikle TDV İslâm Ansiklopedisi’nin V. Murad maddesi ile İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Cevdet Küçük gibi tarihçilerin eserleri başlıca kaynaklar arasındadırislamansiklopedisi.org.trislamansiklopedisi.org.tr. Bu kaynaklara göre verilen bilgiler, tamamen belgelere dayalı olup spekülatif yorumlardan kaçınılmıştır
Bir yanıt yazın