Türk Kurtuluş Savaşı’nın en kritik safhalarından biri, 1922 yılının sonbaharında yaşandı. Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferle sonuçlandıktan sonra Türk Ordusu hızla ilerleyerek işgal altındaki Batı Anadolu şehirlerini birer birer kurtarmaya başladı. Bu süreçte Nazilli, Alaşehir ve Susurluk, Türk askerinin kahramanca mücadelesi sonucunda yeniden özgürlüğüne kavuştu.
Nazilli’nin Kurtuluşu
Nazilli, Yunan işgali sırasında ağır baskılara maruz kalmış, halk büyük acılar yaşamıştı. 1922’de Türk Ordusu’nun bölgeye girmesiyle birlikte Nazilli halkı özgürlüğüne kavuştu. Halk, Türk askerlerini coşkuyla karşıladı; bu an, direnişin ve fedakârlığın zaferle taçlandığı bir dönüm noktası oldu.
Alaşehir’in Kurtuluşu
Alaşehir, işgal yıllarında büyük tahribata uğramış şehirlerden biriydi. Yunan ordusu geri çekilirken birçok evi ve kamu binasını ateşe verdi. Buna rağmen Alaşehir halkı direncini kaybetmedi. Türk askerinin şehre girişi, yaralı ama onurlu bir milletin yeniden ayağa kalkışının sembolü oldu.
Susurluk’un Kurtuluşu
Marmara’ya açılan kapı konumundaki Susurluk, stratejik öneme sahipti. 1922’de Türk Ordusu’nun buraya girişi, yalnızca bölgenin özgürleşmesini değil, aynı zamanda Batı Anadolu’nun tümden kurtuluşunun işaret fişeğini yaktı. Susurluk halkı, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde gelen bağımsızlık mücadelesini sevinç gözyaşlarıyla kutladı.
Kurtuluşun Anlamı
Nazilli, Alaşehir ve Susurluk’un kurtuluşu, yalnızca askeri bir zafer değil, aynı zamanda halkın bağımsızlık ve özgürlük iradesinin zaferiydi. Türk Kurtuluş Savaşı’nın bu kritik aşaması, Anadolu’nun tamamen düşman işgalinden temizlenmesi yolunda atılan en güçlü adımlardan biri olarak tarihe geçti.
Bir yanıt yazın