,

Büyük Taaruzun Başlangıcı

Türk Kurtuluş Savaşı’nın kaderini belirleyen Büyük Taarruz, 26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe’de başlayan topçu ateşiyle tarihe geçti. Bu gün, Türk milletinin işgalci güçlere karşı yürüttüğü mücadelenin en kritik safhasıydı. Sadece Anadolu’nun değil, dünyadaki tüm mazlum milletlerin özgürlük ideallerine ışık tutan bir dönüm noktası olarak da kabul edildi.

26 Ağustos günü yaşanan olaylar, hem resmi harp raporlarında hem de Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere dönemin komutanlarının anılarında ayrıntılı olarak yer alır. Bu makalede, yalnızca bu tarihi günün seyrini sabahın ilk ışıklarından gece yarısına kadar detaylı şekilde aktaracağım.


Taarruza Giden Yol: Son Hazırlıklar

Büyük Taarruz öncesinde Türk ordusu uzun bir hazırlık sürecinden geçti. 1921’de kazanılan Sakarya Meydan Muharebesi, Türk ordusuna zaman kazandırmıştı. Bir yıl boyunca ordu yeniden teşkilatlandırıldı, eksiklikler giderildi, subay ve erlerin eğitimine ağırlık verildi.

25 Ağustos’u 26 Ağustos’a bağlayan gece, Afyon’un güneyinde ve Kocatepe çevresinde olağanüstü bir sessizlik hakimdi. Ancak bu sessizlik, bir fırtınanın habercisiydi.

  • Lojistik Hazırlıklar: Binlerce top mermisi gizlice cepheye taşındı. Kağnılarla gece gündüz süren sevkiyat, kadınların ve çocukların da emeğiyle tamamlandı.
  • Gizlilik: Taarruz hazırlıkları o kadar gizli yürütülmüştü ki, düşman uçakları Türk mevzilerini gözetlese bile harekâtın büyüklüğünü anlayamamıştı.
  • Moral ve Motivasyon: Subaylar, askerlere sık sık konuşmalar yapıyor, “ya istiklâl ya ölüm” şiarını hatırlatıyordu.

Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü, gece yarısına kadar planları gözden geçirdi. Özellikle Kocatepe’nin seçilmesi tesadüf değildi. Hem bölgeyi hâkimiyet altına alıyor hem de düşman hatlarının ayrıntılı şekilde görülmesini sağlıyordu.

Atatürk’ün yanındaki subaylara söylediği şu cümle kayıtlara geçmiştir:

“Yarın sabah burada, milletimizin kaderini değiştirecek bir savaş başlayacaktır.”


26 Ağustos 1922: Şafak Öncesi Sessizlik

Sabaha karşı 04.00 civarında Kocatepe’nin zirvesinde büyük bir hareketlilik başladı. Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü ve Kurmay Başkanı Asım Gündüz ile birlikte mevzilere çıktı.

Gökyüzünde yıldızlar hâlâ görünüyordu. Hava serindi, askerler battaniyelere sarınmış halde topçu bataryalarının yanında bekliyordu. Tüm ordu, Başkomutan’ın işaretini bekliyordu.

Saat 04.30’da Mustafa Kemal Paşa dürbününü gökyüzünden düşman hatlarına çevirdi. Yunanlıların tahkimatlı siperleri seçilebiliyordu. Birkaç dakika süren sessizliğin ardından emir verildi: Topçu ateşi başlasın!


Saat 05.00: Türk Topçusunun Ateşi

26 Ağustos sabahı saat 05.00’te, 300’den fazla top bir anda ateşlendi. Kocatepe ve çevresinden yükselen bu ateş, Kurtuluş Savaşı’nın en büyük topçu bombardımanıydı.

  • Etkisi: Yunan mevzileri barut dumanıyla kaplandı, birçok siper tahrip oldu. Özellikle Çiğiltepe, Tınaztepe ve Belentepe bölgeleri yoğun ateş altındaydı.
  • Moral: Türk askerleri için bu ses, yıllardır beklenen kurtuluşun başlangıcıydı. Askerler, “Allah Allah!” nidalarıyla tekbir getiriyordu.
  • Psikolojik Darbe: Yunan cephesinde büyük bir panik başladı. Resmi raporlar, Yunan askerlerinin bazı mevzileri terk ettiğini kaydeder.

Topçu ateşi yaklaşık 2 saat sürdü. Kocatepe’deki gözlem noktasında Mustafa Kemal Paşa, dürbünle gelişmeleri izliyor, Fevzi Paşa’ya sürekli notlar aldırıyordu.


Saat 06.30: Piyadelerin İleri Hareketi

Topçu ateşinden sonra saat 06.30’da Türk piyadeleri hücuma geçti. 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa’nın birlikleri siperlerden fırladı.

  • Çarpışmaların Şiddeti: Askerler dikenli telleri elleriyle kopararak ilerledi. Makineli tüfek yuvalarına süngü hücumları yapıldı.
  • Birebir Mücadele: Pek çok yerde göğüs göğüse çarpışmalar yaşandı. Mehmetçik, düşmanın üstün donanımına rağmen olağanüstü cesaret gösterdi.
  • İlerleme: Öğleye kadar Tınaztepe’nin önemli bölümleri ele geçirildi.

Kurmay Başkanı Asım Gündüz, o sabahı şöyle anlatır:

“Sanki her bir neferin arkasında koca bir millet vardı. Mehmetçik, düşman siperlerine yürürken zaferin kaçınılmaz olduğuna inanıyordu.”


Çiğiltepe Çatışmaları

26 Ağustos’un en çetin muharebeleri Çiğiltepe’de yaşandı. Albay Reşat Bey komutasındaki 57. Tümen, sabahın erken saatlerinde taarruza geçti.

  • Yunan Direnişi: Çiğiltepe, Yunan ordusunun en güçlü tahkimat noktalarından biriydi. Yoğun makineli tüfek ateşi Türk birliklerinin ilerlemesini zorlaştırdı.
  • Türk Kararlılığı: Ağır kayıplara rağmen Mehmetçikler mevzilerden geri adım atmadı.
  • Sonuç: Gün boyunca süren çarpışmalarda önemli ilerleme sağlansa da tepe tamamen ele geçirilemedi. Bu hedef ertesi gün gerçekleşecekti.

Reşat Bey, gün boyu askerlerini cesaretlendirdi. Onun fedakârlığı ve sorumluluk bilinci, Çiğiltepe’nin simgesel önemini artırdı.


Belentepe ve Tınaztepe Muharebeleri

Tınaztepe’de sabah başlayan hücumlar öğlene doğru sonuç verdi. Yunan mevzileri çökmeye başladı. Belentepe’de de benzer çatışmalar yaşandı.

Türk ordusunun en önemli avantajı, süvari birliklerinin çevreleme manevrasıydı. 5. Süvari Kolordusu, düşmanın ikmal yollarına doğru ilerlemeye başladı. Bu hareket, ilerleyen günlerde Yunan ordusunun tamamen çökmesine zemin hazırlayacaktı.


Komutanların Liderliği

  • Mustafa Kemal Paşa: Gün boyu Kocatepe’de kaldı. Emirleri kısa, net ve kararlıydı. Onun sakin tavrı, subaylara ve askerlere güven verdi.
  • Fevzi Çakmak Paşa: Lojistik ve iaşe konusunda olağanüstü bir organizasyon yürüttü. Askerin mermisi de yiyeceği de eksik olmadı.
  • İsmet İnönü Paşa: Cephe boyunca irtibatı sağladı, birliklerin koordinasyonunu yönetti. Taarruzun düzenli ilerlemesi onun katkısıyla oldu.

Atatürk, akşamüstü cepheyi izlerken şöyle dedi:

“Ordularımız, milletimizin namusunu kurtarıyor. Zafer yakındır.”


Halkın Duaları ve Cephe Gerisi

26 Ağustos günü yalnızca cephede değil, Anadolu’nun dört bir yanında heyecan yaşandı.

  • Köylerde Dualar: Kadınlar ve yaşlılar sabah namazının ardından dua etti.
  • Anadolu Ajansı: Gün içerisinde kısa bir telgraf geçti: “Cephede şiddetli çarpışmalar başlamıştır.”
  • Cephe Gerisi: Gençler cephane taşımaya devam etti, sağlık görevlileri yaralıları geriye taşıdı.

Halk, ordunun başarısına inanıyordu. Bu inanç, askerin moralini yükselten en önemli unsurlardan biriydi.


Günün Sonu: İlk Zafer İşaretleri

Akşamüstüne gelindiğinde Türk ordusu önemli kazanımlar elde etmişti.

  • Tınaztepe ve Belentepe’nin büyük kısmı ele geçirilmişti.
  • Yunan ordusunun ilk savunma hattı çökmüştü.
  • Süvari Kolordusu, gece boyunca düşman ikmal yollarını kesmek için harekete geçmişti.

Mustafa Kemal Paşa geceyi yine Kocatepe’de geçirdi. Subaylarına dönerek şu sözleri söyledi:

“Zafer günleri başlamıştır. Bu millet esareti kabul etmeyecek, zincirlerini kıracaktır.”


26 Ağustos’un Tarihsel Önemi

Bu günün önemi birkaç başlıkta toplanabilir:

  1. Stratejik Kırılma: Yunan ordusunun en güçlü savunma hattı daha ilk gün zorlandı.
  2. Moral Üstünlük: Türk ordusu, cesareti ve disiplinli ilerleyişiyle psikolojik üstünlüğü ele geçirdi.
  3. Zaferin Anahtarı: 26 Ağustos, 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin kapısını açtı.

Dış Basının İlk Tepkileri

Her ne kadar 26 Ağustos günü dünyaya detaylı haberler ulaşmasa da, sonraki günlerde yabancı gazeteler Türk ordusunun büyük bir harekâta giriştiğini yazdı.

  • Times Gazetesi: “Türk ordusu geniş çaplı bir taarruz başlattı.”
  • Le Figaro: “Anadolu’da savaşın seyri değişebilir.”

Bu haberler, Türk milletinin direnişinin uluslararası alanda dikkatle izlendiğini gösteriyordu.


26 Ağustos 1922, Türk Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktasıdır. O sabah Kocatepe’den yükselen top sesleri, sadece bir ordunun değil, bağımsızlık için direnen bir milletin haykırışıydı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliği, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü’nün askeri dehası, Mehmetçiğin fedakârlığıyla birleşerek tarihin akışını değiştirdi. Bu gün, 30 Ağustos Zaferi’nin ve nihai bağımsızlığın ilk adımı oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir