Kıbrıs tarihinin en acı olaylarından biri olan Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı, 14 Ağustos 1974 tarihinde Kıbrıs Türk halkına karşı işlenen büyük bir insanlık suçudur. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ikinci safhası sırasında, Mağusa’ya bağlı Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde yaşayan Türk siviller, EOKA-B milisleri tarafından hunharca katledilmiştir. Bu olayda çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 126 Kıbrıs Türkü hayatını kaybetmiş, sadece Muratağa ve Sandallar köylerinde 88 masum sivil topluca gömülmüştür.
Katliamın boyutu, olaylardan günler sonra açığa çıkmış, köylülerin toplu mezarlardan çıkarılan yanmış ve parçalanmış bedenleri tüm dünyanın gözleri önüne serilmiştir. Bu vahşet, yalnızca Kıbrıs Türk halkının değil, insanlık tarihinin de kara sayfalarından biri olarak hafızalara kazınmıştır.
Katliamın Arka Planı
1974 yılı, Kıbrıs için dönüm noktasıdır. 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası destekli Nikos Sampson’un yaptığı darbe, adada Türklerin varlığını tehdit eder hale getirdi. Türkiye, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtını başlatarak adadaki Türk halkını korumak için müdahalede bulundu. Ancak harekâtın birinci safhasından sonra geçen sürede, EOKA-B örgütü, özellikle Türk köylerine yönelik sistematik saldırılar düzenledi.
Muratağa, Sandallar ve Atlılar köyleri, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerden biriydi. Harekât sırasında bu köyler Rum çetelerinin hedefi haline geldi. Erkeklerin büyük bir kısmı savaşmak üzere cepheye gitmişti; köylerde kadınlar, çocuklar ve yaşlılar kalmıştı. İşte bu savunmasız kitle, tarihe geçecek büyük bir vahşetin kurbanı oldu.
Katliamın Gerçekleşmesi
14 Ağustos 1974 sabahı, Rum milisler ve EOKA-B mensupları köylere baskın düzenledi. Savunmasız halk elleri bağlanarak toplandı, işkenceye maruz bırakıldı. Ardından siviller topluca kurşuna dizildi. Katledilen insanların cesetleri traktörlerle kazılan çukurlara dolduruldu.
Muratağa ve Sandallar köylerinde 88 kişi, Atlılar köyünde ise 38 kişi olmak üzere toplamda 126 masum Türk öldürüldü. Kurbanların büyük çoğunluğu çocuklar, kadınlar ve yaşlılardan oluşuyordu. Olay yerinde bulunan toplu mezarlarda yanmış çocuk oyuncakları, kadın kıyafetleri ve kişisel eşyalar, yaşanan dramın derinliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Dünya Kamuoyunun Tepkisi
Katliam, olaydan birkaç hafta sonra ortaya çıkarıldığında uluslararası basında geniş yankı uyandırdı. Toplu mezarlardan çıkarılan çocukların ve kadınların yanmış bedenleri, insan hakları örgütlerinin raporlarına geçti. Ancak uluslararası kamuoyu, bu vahşete karşı güçlü bir tepki göstermedi. Birçok ülke olayı görmezden geldi, hatta bazı çevreler inkâr etmeye çalıştı.
Bu durum, Kıbrıs Türk halkının yaşadığı trajedinin daha da derinleşmesine yol açtı. Çünkü kaybedilen sadece canlar değildi; aynı zamanda adalet duygusu da ağır yara aldı.
Katliamın Türk Halkı Üzerindeki Etkileri
Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı, Kıbrıs Türk toplumunun hafızasında silinmez izler bırakmıştır. Bu olay:
- Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesini pekiştirmiştir.
- Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı’nın zorunluluğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
- Türk halkının uluslararası toplumdan beklentilerinin büyük ölçüde boşa çıktığını göstermiştir.
Katliamın ardından hayatta kalan az sayıda köylü, büyük travmalar yaşamış, evlatlarını, eşlerini ve yakınlarını kaybetmenin acısıyla hayatlarının geri kalanını sürdürmek zorunda kalmıştır.
Günümüzde Katliamın Anılması
Bugün, Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde inşa edilen Şehitlik Anıtları, yaşanan vahşeti hatırlatmakta ve gelecek nesillere aktarılmaktadır. Her yıl düzenlenen anma törenleriyle şehitler yad edilmekte, yaşananların unutulmaması için çaba gösterilmektedir.
Kıbrıs Türk halkı, bu katliamı yalnızca bir yas günü olarak değil, aynı zamanda barışın ve özgürlüğün kıymetini hatırlatan bir ibret vesikası olarak görmektedir.
1974 Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Kadınların, çocukların ve yaşlıların acımasızca katledilmesi, savaşın ve nefretin ne kadar yıkıcı olabileceğini göstermektedir. Bu olay, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin haklılığını ve Türkiye’nin müdahalesinin zorunluluğunu en açık şekilde ortaya koymaktadır.
Unutulmamalıdır ki; unutulan katliamlar, tekrarlanmaya mahkûmdur. Bu nedenle Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı, yalnızca Kıbrıs Türklerinin değil tüm insanlığın ortak hafızasında yer almalı, gelecek nesillere ibretlik bir ders olarak aktarılmalıdır.








Bir yanıt yazın