Türk Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olan Büyük Taarruz, 26 Ağustos’ta Kocatepe’den başlamış, 27-29 Ağustos günlerinde Afyon’un güney ve batısında şiddetli muharebelerle devam etmişti. Ancak 30 Ağustos 1922 günü yaşananlar, yalnızca Türk milletinin değil, dünya tarihinin seyrini değiştirdi. Bu gün, “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” adıyla tarihe geçti ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin yolunu açtı.
30 Ağustos’a Gelinen Nokta
29 Ağustos akşamına gelindiğinde Türk ordusu Yunan ordusunu büyük ölçüde kuşatmayı başarmıştı.
- Süvari Kolordusu düşmanın ikmal ve geri çekilme yollarını kesti.
- Piyadeler Yunan ordusunu sıkıştırarak Dumlupınar’a doğru yönlendirdi.
- Yunan Komutanlığı artık geri çekilmenin imkânsız olduğunu anlamış, ordusunu toparlamak için çaresizce direnmeye başlamıştı.
Mustafa Kemal Paşa, 29 Ağustos gecesi cepheyi incelemiş ve sabah için kesin imha harekâtı emrini vermişti.
30 Ağustos Sabahı: Dumlupınar’da Sessizlik
Sabaha karşı 04.30’da Dumlupınar’ın doğusunda olağanüstü bir sessizlik hakimdi. Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü ile birlikte Çalköy civarındaki tepeye çıkarak cepheyi gözlemledi.
Düşman ordusu, Başkomutan Trikopis’in yönetiminde büyük bir yarım ay şeklinde sıkışmıştı. Türk ordusunun amacı, bu çemberi daraltıp Yunan ordusunu imha etmekti.
Saat 05.00: Topçu Ateşi Başlıyor
30 Ağustos sabahı saat 05.00’te Türk topçusu yeniden ateşe başladı. Yunan mevzileri yoğun bombardımana tutuldu. Bu topçu ateşi, düşmanı sindirmekten öte tamamen felce uğratmayı amaçlıyordu.
Resmi harp raporlarında, 30 Ağustos sabahı yapılan topçu ateşinin Yunan ordusunun düzenini tamamen bozduğu, birliklerin dağılmaya başladığı belirtilir.
Saat 06.30: Mehmetçiğin Taarruzu
Topçu ateşinin ardından Türk piyadeleri ileri atıldı. 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa’nın birlikleri ve 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa’nın kuvvetleri aynı anda hücuma geçti.
- Çarpışmalar: Düşman, süngü hücumları karşısında tutunmakta zorlandı.
- Süvari Kolordusu: Fahrettin Altay komutasındaki süvariler, düşmanın kaçış yollarını tamamen kapattı.
- Kuşatma: Yunan ordusu artık tam anlamıyla bir çember içine alınmıştı.
Kurmay Başkanı Asım Gündüz, hatıralarında bu anı şöyle aktarır:
“Düşman ordusu, bir çuvalın içine girmiş gibiydi. Türk ordusu o çuvalın ağzını sıkıca kapatıyordu.”
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın Liderliği
Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos sabahından itibaren cepheyi bizzat yönetmeye başladı. Çalköy’deki karargâhtan subaylara kesin talimat verdi:
“Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Bu emir, yalnızca askeri bir yönlendirme değil, milletin bağımsızlık idealini sembolize eden bir manifestoydu.
Öğle Saatleri: Yunan Ordusunun Çöküşü
Öğleye doğru Yunan ordusu düzenini tamamen kaybetti. Birlikler arasında iletişim koptu, subaylar askerlerini kontrol edemez hale geldi.
- Trikopis’in Ordusu: Başkomutan Trikopis, ordusunu toparlamaya çalıştıysa da başarılı olamadı.
- Türk İlerleyişi: Piyadeler ve süvariler birleşerek düşmanı küçük gruplar halinde kuşatmaya başladı.
- Esir Alınan Birlikler: Öğleden sonra binlerce Yunan askeri teslim oldu.
Akşamüstü: Zaferin Kesinleşmesi
Akşamüstüne gelindiğinde Türk ordusu kesin bir zafer kazanmıştı. Yunan ordusunun büyük bölümü imha edilmiş, geri kalanlar dağlara ve batıya doğru kaçmaya başlamıştı.
Resmi raporlara göre 30 Ağustos günü:
- Yunan ordusunun büyük kısmı esir alındı.
- Trikopis ve kurmayları birkaç gün içinde Türk ordusuna teslim oldu.
- Anadolu’daki işgalin sona ermesinin yolu açıldı.
Komutanların Hatıralarında 30 Ağustos
- Mustafa Kemal Atatürk: Hatıralarında bu günü şöyle anlatır: “Bugün Türk ordusu, yalnız bir orduyu değil, milletimizin makûs talihini de yendi.”
- Fevzi Çakmak Paşa: Raporlarında, zaferin düzenli lojistik ve disiplinli harekât sayesinde kazanıldığını vurgular.
- İsmet İnönü Paşa: Düşmanın tamamen dağıldığını, Türk ordusunun eşsiz bir uyumla hareket ettiğini belirtir.
Halkın Sevinci
Zafer haberi kısa sürede Anadolu’ya ulaştı. Köylerde, şehirlerde insanlar sevinç gözyaşları döktü. Anadolu Ajansı, 31 Ağustos sabahı şu haberi geçti:
“Türk ordusu kesin bir zafer kazanmıştır. Yunan ordusu imha edilmiştir.”
30 Ağustos’un Tarihsel Önemi
- Askeri Önemi: Yunan ordusu tamamen imha edildi, Anadolu’daki işgal sona erdi.
- Siyasi Önemi: Zafer, Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşması’nın önünü açtı.
- Tarihsel Mesaj: 30 Ağustos, yalnızca Türk milletinin değil, tüm mazlum milletlerin bağımsızlık mücadelesine ilham kaynağı oldu.
Dış Basında 30 Ağustos
- The Times (İngiltere): “Türk ordusu Yunan ordusunu yok etti.”
- Le Figaro (Fransa): “Anadolu’da savaş sona ermiştir. Türkler zafer kazanmıştır.”
- New York Times (ABD): “Mustafa Kemal Paşa’nın ordusu, Yunan kuvvetlerini darmadağın etti.”
Zaferin Simgesi: 30 Ağustos Zafer Bayramı
1926 yılında çıkarılan bir kanunla 30 Ağustos, Zafer Bayramı ilan edildi. Bu gün, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olarak her yıl kutlanmaktadır.
Sonuç
30 Ağustos 1922, Türk tarihinin en büyük zaferlerinden biridir. Bu zafer, yalnızca Yunan ordusunu Anadolu’dan söküp atmakla kalmamış, aynı zamanda yeni bir devletin doğuşunu müjdelemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü’nün koordinasyonu, Mehmetçiğin fedakârlığı sayesinde kazanılan bu zafer, tarihe “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” olarak geçmiştir.
Bugün 30 Ağustos’u anmak, bağımsızlık ve özgürlük ruhunu yaşatmak, gelecek nesillere bu inancı aktarmak demektir.
Bir yanıt yazın